‘Şarap
mimarıdır yıkık gönüllerin
Süzülmüş,tertemiz canı üzümlerin
Neden
şer demişler bu hayırlı suya?
Siz bana
o şerden üç dört kase verin.’
Ömer Hayyam
Şarap
gerçektende mimarı yıkık gönüllerin.Her aşığın terapisti,her derdin tedavisi ne
de olsa.Ama şarap insanları iyi etmiyor.Melankoliye düşürüyor,garip bir
rüyaya.
Şarap değişkendir.Ham maddesi aynı fakat oldukça çeşitli.Üzümden gelir
ne de olsa.Milyonlarca üzüm var hiç biri bir değil.
Şaraplar
emek ister.Ama bir şarabın şarap olması için acı çekmesi gerekir.Üzümken başlar
şarabın hikayesi.Tam kim olduğunu bulduğu anda bağından bahçesinden yerinden
yurdundan alıkoyulur.Bu noktada başlar dramatik hikayesi.Sonrasında bu da yetmezmiş gibi ezikliklerle dolar hayatı.Ezdikçe
ezer hayat onu içi dışına çıkar.Toz pembe hayalleri toz duman olur.Sonra içine
kapanır.Derin bir sessizliğe.
Şarapların
mahzen kalpleri vardır.Anılar sevgiler onlarda yıllandıkça yıllanır.Saf bir
üzüm suyuyla başlayan hikayesi alkolle son bulur.Şarabın öyküsü üzümün alkolik
olmasıdır bi bakıma.Ona eşlik edebilmen için ondan biri olman gerekir.Zaten bir
tek şarapta alkol ham maddesiyle beraber tüketilir.Onun yanında üzüm olacaksın
ki o seni teselli etsin.Ancak asla saf kalamazsın şarabın yanında.Çünkü pis bir
huyu vardır ki hayallerini kimsenin anlayamacağı düşlerini seninle paylaşır.Saf
üzüm olarak etkilenmemen imkansız nede olsa üzüm üzüme baka baka kararır..
Şarap hüzündür...Mayhoştur...Buruktur...Zaman zaman tatlı zaman zaman acıdır... şarap hayattır...
YanıtlaSilYalnız da olsan çiftte olsan kalabalıkta olsan sana eşlik edendir..gönlünü bilendir... Duruma ayak uyduran hüzünlüysende mutluysan da sana göre davranandır..
Meyvelisi kırmızısı beyazı ne olursa olsun üzümdür zencisi beyazı asyalısı nede olsa insandır yarenlik ettiğine göre şekil alandır...